Eğitim

Afyon Kocatepe Üniversitesi, sanat alanında da iddialı!

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ev sahipliğinde Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Sanat Dalları Eğitim Konseyi (SDEK) “Yeniden Yapılanma ve Akreditasyon Çalıştayı” gerçekleştirildi.

İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda düzenlenen çalıştaya; Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak, ÜAK Başkanı ve AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, ÜAK Sanat Dalları Eğitim Komisyonu üyesi ve Antalya Belek Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Fadıl Sözen, Üniversitelerarası Kurul Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Balcı, Üniversitelerarası Kurul SDEK Başkanı Prof. Dr. Uğur Türkmen, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ve Prof. Dr. Murat Peker, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerife Ebru Okuyucu ve Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal Yıdız ile birlikte dekanlar ve müdürler katıldı.

“Görevimiz, Çözüme Giden Yolda Gayret Göstermek”

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması, AKÜ Devlet Konservatuvarı müzik dinletisi ve tanıtım videolarının izlenmesinin ardından Üniversitelerarası Kurul SDEK Başkanı Prof. Dr. Uğur Türkmen açış konuşmasını yaptı.  Sanat, Tasarım, Eğitim, Değerlendirme ve Akreditasyon Derneğinin (SATEAD) yanı sıra yeni bir derneğin açıldığını ve bu iki derneğin akreditasyon çalışmalarına başladığını belirten Türkmen, “SDEK üyesi olarak bizler herhangi bir taraf değiliz. Hangi taraf olursa olsun elimizden gelen gayretle çalışmaya devam edeceğiz. Dernekleri desteklemeye çalışacağız. Dernek çalışmalarını yürüten arkadaşlarımızdan beklentilerimiz ise açık şeffaf bir şekilde dernek çalışmalarını; konsey üyeleri, dekan ve müdürlerimizle paylaşmaları ve bize düşen görev olursa meslektaşları olarak kendilerine destek olmamızdır” diye konuştu. SDEK üyeleri olarak çözüme giden yolda gayret göstermenin görevleri olduğuna dikkat çeken Türkmen, “YÖK Başkanımız, ÜAK Başkanımız bizden bir şey istediğinde her an hazır olmalıyız. Çalışmalarımızı açık ve doğru bir şekilde ifade edebilmeliyiz” dedi.

ÜAK Başkanı ve AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş ise kökleri 1974 yılına dayanan ve 1992 yılında çıkan kanunla üniversiteleşen Afyon Kocatepe Üniversitesi farklı alanlarda olduğu gibi sanat alanında da hem eğitim öğretim hem toplumsal katkı anlamında faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti. Karakaş,  “Güzel Sanatlar Fakültemiz ve Devlet Konservatuvarımız bünyesinde açmış olduğumuz lisans ve lisansüstü düzeylerdeki programlarda bu faaliyetleri yürütmeye gayret eden bir üniversiteyiz” diye konuştu.

“Dönüşüm, 2030 Vizyonunun Ana Omurgası”

 Çalıştayın temasının “Yeniden Yapılanma ve Akreditasyon” olduğunu kaydeden Karakaş,  Türkiye’de yükseköğretimin son 20 yılda çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü belirterek,  “Bu hızlı büyümenin getirmiş olduğu imkânların yanında sorunlar da ortaya çıktı. Dolayısıyla imkânları kullanırken sorunları da çözerek yeni imkânlara dönüştürmemiz gerekiyor. Yükseköğretim Kurulunun 2030 Vizyonu çalışması var. 2030 Vizyonu çalışmasına ve 2030’a dair hedeflerine baktığımızda esas itibariyle ana ekseni ve omurgayı dönüşüm oluşturuyor” dedi. Karakaş, “Sadece hızlı büyüme değil, hız çağında yaşıyoruz. Değişimin oldukça hızlı gerçekleştiği bir dönemde yaşıyoruz. Hem büyümenin getirmiş olduğu imkan ve sorunları hem de değişimin getirmiş olduğu imkanları ve sorunları birlikte değerlendirmek amacıyla Yükseköğretim Kurulunun böyle bir vizyon ortaya koyduğunu görüyoruz. Böylece kısa vadeli hedefler belirleyerek yaşanan sorunları aşıp yeni imkânlarla birlikte Türk yükseköğretim alanının daha güçlü bir şekilde inşa edilme gayreti içerisinde olunduğuna tanıklık ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“2019 Vizyonumuzun En Önemli Başlığı, Üniversitemizin Öncelikli Alanlarını Oluşturmaktı”

2019 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesinin Stratejik Planının güncellendiğini ve Stratejik Plan dahilinde yeni vizyon ortaya koyduklarını belirten Karakaş, yürütülen çalışmalar hakkında şunları söyledi:

“2019 yılında Rektörlük görevi tevdi edilmeden önce rektör yardımcılığı, dekanlık, enstitü müdürlüğü gibi üniversitede hemen hemen bütün kademelerde idari görevlerde bulunmuş bir meslektaşınızım. Dolayısıyla süreçleri yakından takip edip, üniversitenin kapasitesini, geliştirmeye açık ve güçlü özelliklerini, bölünme süreçlerinin getirdiği imkan ve sorunları yakındın takip eden biri olarak 2019 yılında Rektörlük görevine geldiğimizde öncelikli olarak Stratejik Planımızı güncelleyerek işe başladık. Güncellenen stratejik planımızda bir vizyon ortaya koymaya çalıştık. O dönemde ortaya koyduğumuz vizyonla bugün Yükseköğretim Kurulunun 2030 Vizyonunun örtüştüğünü gördük ve bundan da mutlu olduk. Bu vizyon kapsamında; öncelikli alanlarımızı belirleyerek bunlar üzerinde yoğunlaşmak, öğrenci merkezli ve kalite odaklı  eğitim-öğretim ve araştırma alanı kurmak, patent geliştirmek, akreditasyon süreçlerini desteklemek, ‘geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği’ mottosuyla akademik birimlerimizi yeniden yapılandırmak ve dönüştürmek gibi temel hedefler yer almaktaydı. Bu doğrultuda yeniden yapılanma konusunda ciddi çalışmalar ortaya koyduk. Birçok bölümü, programı kapattık yeni bölümler ve programlar açtık. Mevcut programlarımızın müfredatlarını sürekli güncelledik, yönetim olarak akademik birimlerimizin akademik kurullarına sıklıkla katılarak bu vizyonumuzu tabana yaymaya gayret ettik.”

“2019 Yılı Hedeflerinin Önemli Bir Kısmına Büyük Ölçüde Ulaşmış Durumdayız”

Afyon Kocatepe Üniversitesinin, 2019 yılında koymuş olduğu hedeflere büyük ölçüde ulaştığını ifade eden Karakaş, akreditasyon ve kalite süreçlerine dair şu bilgileri paylaştı:

“Stratejik plandaki temel hedeflere eşlik eden bir süreç daha vardı; o da kalite süreçleriydi. Kalite süreçleri daha önce başlamıştı. 2016 yılında Kalite Koordinatörlüğünü kurmuştuk. 2017 yılında YÖKAK kapsamında değerlendirme sürecinden geçtik, 2021 yılında izleme sürecinden geçtik ve 2023 yılında tam akreditasyon amacıyla kurumsal akreditasyona başvurduk ve 208 üniversite içerisinde 5 yıllık tam akreditasyon alan 24 üniversiteden biri olduk. Bu sürece paralel olarak akreditasyonu birimler düzeyinde de çalıştık. 2019 yılında göreve geldiğimizde sadece bir laboratuvarımızda akreditasyon vardı. Bugün geldiğimiz noktada akredite olmuş bölüm ve fakültelerimiz var. Akredite olma yönünde gayret eden birimlerimiz var. Her yıl biz, yönetim kurulunda aralık ayı içerisinde birimlerin akreditasyonu konusunda yönetim kurulunda çalışmalar yapıyor ve hedefler koyuyoruz. Bu hedeflere ne kadar ulaşıldığını bir sonraki yıl değerlendirerek yeniden bu süreci aktif hale getirmeye gayret ediyoruz. Dolayısıyla kalite süreçlerinin de vizyonun temel eksenlerini güçlendirmesi gerekiyordu. Bunları paralel bir şekilde gerçekleştirmeye gayret ettik. Şu an 2019 yılında koymuş olduğumuz hedeflerin önemli bir kısmına büyük ölçüde ulaşmış durumdayız. Hem yükseköğretimin hızlı büyümesinin getirmiş olduğu sorun ve imkânları hem de değişimin getirmiş olduğu sorun ve imkanları iyi okuyup geleceğe yönelik yeni vizyoner yaklaşımlar ortaya koymamız gerekiyordu. Bu anlayışla üniversite olarak yeniden yapılanmayı ve dönüşümü üniversite camiası olarak hep birlikte gerçekleştirmeye gayret ediyoruz.”

“Üniversite Olarak Yapay Zeka Dönüşüm Sürecine Dahil Olduk”

Yükseköğretim Kurulunun 2030 Vizyonu içerisinde dönüşüm alanlarının olduğunu söyleyen Karakaş, “Yükseköğretim Kurulunun 2030 Vizyonu içerisinde yapay zeka, sağlıkta dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve tarımda dijital dönüşüm gibi birtakım dönüşüm alanları var. Biz de üniversite olarak yapay zeka dönüşüm sürecine dahil olduk. Diğer dönüşüm süreçlerini de takip ediyoruz. İmkanlarımız çerçevesinde o süreçlere de dahil olma gayreti içerisindeyiz” dedi.

“Sanat, Üniversite-Şehir İş Birliğinin Önemli Düğüm Noktalarından”

Üniversite şehir iş birliğinin önemli düğüm noktalarından birisinin de sanat alanı olduğunu ifade eden Karakaş, şöyle konuştu:

 “Sanat, bizim de önem verdiğimiz en başta gelen hususlardan birisi. Afyonkarahisar, önemli potansiyelleri olan, belli kapasiteleri bulunan bir şehir. Birçok insanımız Afyonkarahisar’ı bir uğrak yeri olarak görür. Afyonkarahisar, son 20 yılda gerçekten kabuğunu kıran bir şehir. Önemli faaliyetler gerçekleşiyor, burada motofest yarışları, jazz festivali ve yine klasik müzik festivali gibi bir çok ulusal ve uluslararası etkinlik gerçekleşiyor. Sanat alanında ve diğer alanlarda önemli aşamalar kaydeden bir şehir. Kapasitesini daha etkin şekilde kullanmaya gayret ediyor. Üniversite olarak biz bu sürece eşlik etme gayreti içerisindeyiz. Üniversite şehir iş birliğinin önemli birleşim noktalarından birisinin de sanat alanı olduğunu biliyoruz. Şehirde Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezi adlı tarihi bir binamız var. Orada her ay mutlaka bir sergi açıyoruz. Vatandaşlarla sanatçılarımı ve sanat eserlerini buluşturuyoruz”

AKÜ Bileğinin Hakkıyla 5 Yıllık Tam Akreditasyon Aldı

YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak ise gerçekleştirdiği sunumunda Türkiye’deki akreditasyon süreçlerini, akredite olan bölüm ve üniversitelerin sahip olduğu avantajlar ile yükseköğretime dair sayısal verileri anlattı. Kocabıçak, “Türkiye’de 208 üniversitemiz var. 208 üniversiteden yalnızca 24 tanesi tam akreditasyona sahip. YÖKAK olarak tam akreditasyonu kolay vermeyiz. Arka taraftaki 1000 üzerinden verilen puanlamayı bildiğim için Afyon Kocatepe Üniversitesi bileğinin hakkıyla, çok haklı bir puanla 5 yıllık tam akreditasyon aldı. O yüzden genellikle İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilkent gibi büyük üniversitelerin tam akreditasyona sahip olduğu yükseköğretim ekosisteminde Afyon Kocatepe Üniversitesinin bu 5 yıllık tam akreditasyonu gerçekten çok önemli bir başarı. Afyon Kocatepe Üniversitesini, bu başarısı için canı gönülden tebrik etmemiz gerekiyor. Bu başarı eğitim öğretim, AR-GE, toplumsal katkı, yönetişim ve liderlik gibi değişik alanlardaki hizmetlerde kendini ilerleyen yıllarda daha da gösterecektir” diye konuştu.

170 Milyon Yeni İş Kolu Ortaya Çıkacak

Dünya Ekonomik Forumu tarafından “İşlerin Geleceği Raporu”  yayınlandığını ve raporda yer alan verileri paylaşan Kocabıçak,  şöyle konuştu:

“Rapora göre 170 milyon yeni iş kolu ortaya çıkacak, 92 milyon iş rolü yok olacak. Bu değişim, net 78 milyon iş artışına yol açacak. Beceri dönüşümünde işverenler en büyük engelin beceri açığı olduğunu gösteriyor. Burada yapay zeka, büyük veri ve siber güvenlik hızla artan öneme sahip. Her alanda yapay zeka, robotik yenilenebilir enerjiler öne çıkıyor. Yapay zeka etkisini her alanda gösterecek. Üniversitelere düşen sorumluluk da dijital teknolojik eğitimdir. Yapay zeka ve siber güvenlik alanlarının müfredatlara eklenmesi gerekir. Yeşil dönüşümle öğrencilere yeşil beceri kazandırılması, girişimcilik ve yenilikçi, yaşam boyu öğrenme artık her alanda önemli bir kriter haline geldi. İnsani becerilere odaklanma, analitik düşünme, esneklik, yaratıcılık ve liderlik gibi beceriler dijital dünyada artık fark yaratıyor. Üniversitelerin hangi birim alanında olursa olsun yenilenmeleri gerekiyor.”

VUCA Dünyası

1995 Şubat ayında internetin tüm dünyada hakim olduğunu ifade eden Kocabıçak, “İşte o gün her şey bozuldu. Veriler artmaya başladı, bütün dünya her şeyi bilmeye başladı, her şey bir veri saçmaya başladı. Amerika’da Pentagon, ‘ne oluyoruz’ dedi. Eskiden kolay, yavaş bir dünya vardı biz onları yönetebiliyorduk. Şimdi bu kadar şeyi bütün dünya aynı anda görmeye başladığı zaman biz onları yönetemeyeceğiz. Buna Amerikalı bilim adamları Değişkenlik, Belirsizlik, Complexity ve Muğlaklık (VUCA) dünyası dedi. Değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklıktan VUCA dünyası ortaya çıktı. VUCA dünyasında her virüsün bir anti virüsü olur. Bu değişkenliği vizyonla uzun süreli planlar yaparak, belirsizliği anlayışla, karmaşıklığı cesaretle, belirsizliği de uyum sağlama yeteneğiyle ancak çare bulunabileceği söylendi. Artık kısa vadeli planlar yaparak geleceği götüremezsiniz” ifadelerini kullandı.

“Tüm Dünya Uluslararası Öğrencide Yarış Halinde”

Türk yükseköğretimine dair veriler paylaşan Kocabıçak şunları söyledi:

“Türkiye’de şu anda 208 üniversite var. İlk üniversitemiz 1933 yılında kurulan İstanbul Üniversitesidir. 2001 yılında 75 üniversitemiz var. 165 üniversitemiz yeni kurulmuş. Çok güzel üniversitelerimiz var ama niteliği artırmamız gerekiyor. Yükseköğretim Kalite Kurulu olarak üniversitelerimizin kalitelerinin değerlendirmesini yapmaya çalışıyoruz. Türk yükseköğretiminde 7 milyon 330 bin 441 öğrenci var. Bunun 3 milyonu açık öğretim. Dünyada 18-22 yaş arası yükseköğretim yaşı olarak ifade edilir. Türkiye’de bu sayı, 15 milyon ve 15 milyonun 7,5 milyonu yükseköğretimde. Bu rakam dünyada çok iyi bir rakam. Uluslararası öğrenci sayımız ise 352 bin. Çok yakında bu sayı 500 bine çıkacak. Çok kaliteli öğrencileri buraya çekip sayıyı artırdığımız zaman gelecekte onlar Türkiye’nin vizyonunu bütün dünyaya aktarabilir. Tüm dünya yarış halinde. Yükseköğretimde uluslararası öğrenci kapmanın telaşı var. 183 bin 737 tane akademisyenimiz var. Öğrencide kadınlarımızın sayısı daha fazla, hocalar da erkeklerin sayısı daha fazla.”

208 Üniversiteden 73’ü Akredite

Türkiye’deki akredite olan üniversiteler ve akreditasyonun avantajları hakkında bilgiler veren Kocabıçak, şunları kaydetti:

“24 üniversitemiz tam akreditasyon aldı. Koşullu akredite alan 49 üniversitemiz var. Şu an değerlendirme sürecinde olan 35 üniversitemiz var. Türkiye’deki 208 üniversitenin yalnızca 73’ü akredite. Akredite ettiğimiz üniversiteler Avrupa veri tabanında kayıtlı. Akreditasyonda dış bağımsız değerlendirme kurulunda etiketi almadan Avrupa, Amerika seni tanımıyor. Kurumsal akreditasyon ve program akreditasyonu olmazsa başka ülkeler verdiğiniz diplomaları tanımıyor. YÖKAK olarak Avrupa standartlarına göre değerlendirme yapıyoruz. O standartlara göre yapmazsak Avrupa veri tabanını işletemiyoruz. Program akreditasyonu olmayan üniversitelerin doktora programına başvuru şansı yok.  Hala 77 üniversitemizin program akreditasyon sayısı sıfır. 77 üniversite, bugün YÖK’e ben şu alanda doktora açmak istiyorum diye başvursa birinci şarttan geri dönecek.”

1348 Lisans Programı Akredite

Akredite olan bölüm ve programlara dair bilgiler aktaran Kocabıçak, “Türkiye’de  toplam 7 bin 873 tane lisans programı var. Bunun bin 348 tanesi akredite. Yani yüzde 17 akreditasyon var. Çok yakında yüzde 30-35 rakamına çıkarmamız lazım. Program akreditasyonunu biz YÖK aracılığıyla MYK’ya gönderiyoruz, oradan TYÇ logosu alırsa program akreditasyonu alan program diploma ekine ve not transkriptine bu TYÇ logosu basılıyor. Sizin mezununuz Avrupa’ya gittiği zaman Avrupa Yeterlilikler Çerçevesini tanımış oluyor. Yani TYÇ logosuna sahipsen hangi Avrupa ülkesine giderse gitsin o ülkeden diploma almış özelliğine sahip olur” dedi.

Açış konuşmalarının ardından AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir tarafından YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’a plaket takdim edildi.  Hatıra fotoğrafının ardından katılımcılar, İbrahim Küçükkurt Konferans Salonu fuaye alanında yer alan Afyonkarahisar Mimari Yapılarında Geometrik Desenler Sergisinin açılışını gerçekleştirdi.

Çalıştay Oturumları Gün Boyu Devam Etti

Yeniden Yapılanma ve Akreditasyon Çalıştayının öğleden sonraki ilk oturumu, ÜAK SDEK Başkanı Prof. Dr. Uğur Türkmen’in moderatörlüğünde, “Gündem ve Fikir Paylaşımları” başlığıyla İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Gündem başlıklarının belirlenmesinin ardından SATEAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nilgün Sazak tarafından katılımcılar bilgilendirildi.

Güzel sanatlar ve müzik alanında belirlenen, yeniden yapılanma ve akreditasyon temalı gündem maddeleri, Dekan ve Müdürler tarafından İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda ve Devlet Konservatuvarı Sahneli Derslikte düzenlenen eşzamanlı oturumlarda etraflıca tartışıldı. Çalıştay, aynı gün gerçekleştirilen değerlendirme ve kapanış oturumuna müteakip Afyonkarahisar Belediyesinin sponsorluğunda Afbel Termal & Spa Otelde düzenlenen akşam yemeği ve ertesi gün yapılan Afyonkarahisar Müzesi gezisiyle sona erdi.