Güncel

Çay-Sultandağı depreminin üzerinden yıllar geçti ama acısı hala taze!

Afyonkarahisar’ın Çay ve Sultandağı ilçelerinde 3 Şubat 2002’de meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki deprem, bölgeyi derinden sarsarak büyük bir felakete yol açtı. 42 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin yaralandığı depremde binlerce yapı hasar aldı.

Deprem, en büyük hasarı Çay, Sultandağı ve Bolvadin ilçelerinde oluşturdu. 42 kişinin hayatını kaybettiği afette, 300’den fazla kişi yaralandı. Yaklaşık 10 binden fazla bina hasar görürken, yüzlerce yapı tamamen yıkıldı.

Çay ilçesi: Depremde en büyük yıkımlardan biri bu ilçede yaşandı. Özellikle eski yapılar büyük zarar gördü, birçok bina oturulamaz hale geldi.

Sultandağı ilçesi: Depremin merkez üssü olan bölgede çok sayıda yapı ciddi hasar aldı. Artçı sarsıntılar, yıkımı daha da artırdı.

Bolvadin ilçesi: Deprem, ilçedeki altyapı sistemlerine de zarar verdi. Elektrik, su ve iletişim hatlarında kesintiler yaşanırken, halk uzun süre evlerine girmeye korktu.

Felaketin hemen ardından AFAD, Türk Kızılayı ve Jandarma ekipleri hızla bölgeye sevk edilerek arama-kurtarma çalışmaları başlatıldı. Enkaz altında kalan vatandaşların kurtarılması için yoğun çaba sarf edildi. Türk Kızılayı, bölgeye çadırkentler kurarak depremzedelere barınma desteği sağladı. Gıda, su ve battaniye gibi temel ihtiyaçlar, devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları tarafından afetzedelere ulaştırıldı. Sağlık ekipleri, yaralıların tedavisi için bölgeye sevk edilerek hastanelerde yoğun bir çalışma yürüttü.

Deprem sonrasında bölgedeki hasar tespit çalışmaları hızla başlatıldı. Ağır hasarlı binaların yıkımı gerçekleştirilirken, eski ve dayanıksız yapıların yeniden inşa edilmesi için projeler geliştirildi. Deprem yönetmeliğine uygun binaların inşa edilmesi için çalışmalar hızlandırıldı. Afyonkarahisar ve çevresinde yapı denetim sistemlerine yönelik yeni önlemler alındı. Batı Anadolu Fay Zonu’nda yer alan riskli bölgelerde yapılaşma daha sıkı kurallarla kontrol altına alındı. Bu büyük felaket, Türkiye’de deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne sererken, depreme dayanıklı kentlerin oluşturulmasının önemini bir kez daha hatırlattı.