Kitle Hazır, Sıra Şekillendirmede!

Bu hafta sizlerle çağımızın en büyük problemlerinden birisi olan sosyal medyayı The Hater filmi üzerinden değerlendireceğim. 

Bu film sosyal medya ile bir kitleye ait olmayı isteyen, özgür düşünceden uzaklaşmış, kendi fikirlerini paylaşma cesareti olmayan insanoğlunun, nasıl kolayca yönlendirilebileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. 

“Kitle Hazır, Sıra Şekillendirmede…”

Filmde geçen bu cümle oldukça çarpıcı bir o kadar da korkutucu.

Sosyal medya üzerinde bir kitle oluşturduktan sonra, “tebrikler artık istediğiniz gibi şekillendirebileceğiniz büyük bir oyun hamurunuz var” deniyor resmen.

Bu öyle bir oyun hamuru ki, şekil vermek için büyük çabalar harcamanıza gerek yok. Sizin düşüncelerinize, sözlerinize, hareketlerinize göre sorgusuz sualsiz kendiliğinden şekil alabilecek bir oyun hamuru…

Bu oyun hamuru ile istediğiniz kişi veya kurumun itibarını yok edebilir, istediğiniz kişi veya kurumun itibarını hiç olmadığı kadar yükseklere çıkarabilirsiniz.

Şuan ki yaşadığımız dünya da karşılıksız hiçbir şey olmaz elbette.

Kim daha çok hediye gönderir, daha çok para verirse onu yukarı çıkarıp rakibini aşağıya indirebilirsiniz.

Bu konu ya dikkat çekmek istiyorum.

Biz sosyal medya kullanıcıları piramidin en altındayız. Bizim üstümüzde içerik üreticileri onların üzerinde ise güçlü markalar var. Markaların yanında ise bizim alışkanlıklarımızı ve davranışlarımızı inceleyip analiz eden firmalar var.

İşin korkutucu boyutu bu noktada başlıyor.

Bu firmalar bizi bizden daha iyi tanıyorlar, daha iyi analiz ediyorlar. Piramidin tepesinden gelen emirlere göre yaşamlarımızı şekillendirdiğimizi fark ediyor musunuz?

Tükettiğimiz yiyecekler, gezdiğimiz yerler, giydiğimiz kıyafetler hatta evimize aldığımız eşyalar bunların hepsi biz piramidin tabanında ki insanlara emir olarak geliyor ve bu emirleri bir asker gibi sorgusuz sualsiz yerine getiriyoruz.

‘ROBOT SÜPÜRGE ALINACAK… AL!’

‘DUBAİ ÇİKOLATASI YENECEK… YE!’

‘ÜNLÜ KAHVECİYE GİDİLECEK… GİT!’

‘SORGULAMA… YAP!’

Bu ürünleri tüketme kararını kendi özgür iradeniz ile verdiğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çeşitli içerik üreticileri ve onların reklamları ile sizin bu ürünleri tüketmeniz sağlanıyor.

En son hangi içerik üreticisi sosyal medyada özgür iradesi ile bir paylaşım yaptı merak ediyorum. Belki kitlesi küçük olduğu zamanlar kendi düşüncülerini özgürce ifade edebiliyorlardı. Kitlesi büyüdükçe özgürlüklerini kaybettiklerini hangi nokta da fark ettiler merak ediyorum.

Tükettiğiniz şeyler, size emredilenler sadece somut ürünlerden ibaret değil. Yine farkında olmadan düşünce ve fikirleri de tüketiyorsunuz.

Üzgünüm ama inandığınız bağlı olduğunuz çoğu fikir sizin özgür iradenize ait değil.

Çok ufak bir örnek vermek istiyorum.

1962 yapımı LOLİTA filmi çıktığı dönemde çok ağır eleştirilere maruz kalmış, orta yaşlı bir adamın 14 yaşında bir kıza olan aşkının sapıklık olduğu söylenilmişti. (belki bir gün bu film üzerinde de konuşuruz).  Çünkü o dönem de fikir buydu bu bir sapıklıktı.

Günümüze kadar gelen süreçte gerek sinema filmleri, gerek televizyon programları,  gerek sosyal medya mecralarının bize dayattığı yeni sözde düşünce biçimine bakalım: ‘SUGAR DADY’. 

Cinsel istismarcılığın güzelleştirilmesinden başka bir kavram değil bu. Günümüzde kadınların kendilerinden 2, 3 kat daha büyük yaşa sahip olan adamlarla olmaları çok normal. Çünkü yıllarca LOLİTA gibi filmlerle bu durumu aşka dayandırdılar ve bu düşünceyi biz piramidin altındaki insanlara normalleştirdiler.

Ben bu durumun Z kuşağının düşüncelerinin diğer kuşaklardan farklı olmasına bağlayamıyorum.  Tam tersi yazı boyunca bahsettiğim doğdukları andan itibaren dayatılan düşünce biçimleri ile şekillendiklerine inanıyorum.  Bu neslin diğer nesillerden en büyük farkı reklamcıların kucaklarına doğmuş olmaları.

The Hater filmi bu durumu tüm açıklığı ile seyircilere sunuyor.  İnsanların nasıl kolayca yönlendirilebileceğini ve bunun nasıl yapıldığını, sosyal medyanın gücünün kötüye kullanıldığında sonuçlarının ne kadar ciddileşebileceğini gösteriyor.

Son olarak sizlere şunu söylemek istiyorum.

Sorgulamadan tüketmeyin.

Özellikle size sunulan düşünce ve fikirleri kendi süzgecinizden geçirmeden sakince oturup hakkında düşünmeden tüketip, benimsemeyin. Size reklamı yapılan her üründen ve düşünceden kar elde eden birilerinin olduğunu unutmayın.

Daha fazlası için Afyonkarahisar'ın haber kaynağı Afyon Baykuş'u takipte kalın!