Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, TBMM’de gerçekleşen bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, eğitimin bir milletin geleceğini inşa eden en büyük güç olduğunu vurguladı. Eğitim bütçesinin 2 trilyon 186 milyar 575 milyon 227 bin lira olarak belirlendiğini açıklayan Taytak, bu rakamın sadece ekonomik bir veri olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin hedeflerini ve vizyonunu yansıttığını ifade etti.
Taytak, “Türkiye’nin dört bir yanında, dağların ardında, köylerde, şehirlerde; bazen küçük bir sınıfta, bazen büyük bir kampüste fedakarca çalışan öğretmenlerimiz, sadece bilgi veren değil, aynı zamanda öğrencilerine hayatı öğreten rehberlerdir. Onlar, yalnızca bugünün değil, geleceğin mimarlarıdır. Bir öğretmenin bir çocuğun hayatını nasıl değiştirebileceğini hepimiz biliyoruz. Sadece bir kitapla, bir sözcükle, bir dokunuşla bir hayatı aydınlatabilirler. Anadolu’nun en ücra köşesinde, kısıtlı imkanlarla büyük hayaller kurmaya cesaret eden öğrenciler yetiştiren öğretmenlerimiz, bu ülkenin en büyük kahramanlarıdır. Bugün, öğretmenlerimizin daha iyi şartlarda çalışmaları için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. Çünkü onlar, sadece mesleklerini icra eden bireyler değil; aynı zamanda Türkiye’nin vicdanıdır. Öğretmenlerimiz, tıpkı tükenirken etrafını aydınlatan bir kandil gibi, hayatlarını geleceğimiz olan çocuklarımızı yetiştirmeye adamaktadır. Onlar, sabırla, sevgiyle ve büyük bir fedakarlıkla bu ülkenin yarınlarına ışık tutmaktadır. Mustafa kemal Atatürk, "öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır," diyerek bu kutsal mesleğin değerini en güzel şekilde ifade etmiştir. Bugün, öğretmenlerimizin emeklilik şartlarının iyileştirilmesi, sadece bir hak değil, aynı zamanda bir vefa borcudur. Öğretmenlerimizi mutlu edemezsek, aydınlık yarınları inşa etmemiz mümkün değildir. Onların emeğine saygı duymak, geleceğimize sahip çıkmaktır. Bu konuda tüm taleplerin karşılanması ve haklarının teslim edilmesi için elimizden gelen her çabayı göstermeliyiz. Çünkü onlar, bizim geleceğimizi inşa eden gizli kahramanlardır” dedi.
"TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUNA AKADEMİK DESTEK"
Son yıllarda yükseköğretim alanında ulusal ve uluslararası düzeyde önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurgulayan Taytak, "Türk ve Türkiye Yüzyılı inancıyla çalışmalar yapan, katkı sağlayan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a ve tüm akademisyenlerimize şükranlarımı sunuyorum" dedi. Taytak, “Eğitim sistemimizin bir diğer güçlü unsuru ise akademisyenlerimizdir. Özellikle savunma sanayisinde elde ettiğimiz başarılar, akademisyenlerimizin ve üniversitelerimizin gücünü gözler önüne sermektedir. İHA’lardan SİHA’lara, yapay zekadan yenilenebilir enerjiye kadar birçok alanda yürütülen çalışmalar, Türk biliminin geldiği noktayı ve potansiyelini göstermektedir. Bu başarılar, yalnızca birer teknoloji ürünü değil; aynı zamanda bağımsızlık ve özgüvenin birer sembolüdür. Tıp alanında da, genetik araştırmalar, kanser tedavisi üzerine yapılan yenilikler ve yapay organ üretimi gibi çalışmalar, Türk tıp biliminin dünya standartlarında olduğunu göstermektedir. Bugün, Türk bilim insanlarının uluslararası başarıları, sadece bizim değil, tüm insanlığın yararına önemli katkılar sağlamaktadır. Türkiye yüzyılı vizyonu, her alanda olduğu gibi eğitimde de büyük hedefler koymaktadır. Bu hedeflere ulaşmak, sadece bir hükümetin değil, bir milletin ortak çabasıyla mümkündür. Üniversitelerimizin hayatın içine daha fazla entegre olması, bilgi ekonomisinin temel unsurlarından biridir. Sanayi üniversite iş birlikleri, sadece ekonomik büyümeye değil, aynı zamanda teknoloji üretimine, inovasyona ve ekonomik kalkınmaya büyük katkılar sağlamaktadır. Teknoparklarda geliştirilen projeler, start-up eko sisteminin güçlenmesi ve uygulamalı eğitim modelleri, bu iş birliklerinin başarılı sonuçlarından sadece birkaçıdır. Üniversitelerimiz, sadece akademik başarıların değil, aynı zamanda toplumsal kalkınmanın da öncüsü olmalıdır. Bilgi üretimi, ancak gerçek hayatın ihtiyaçlarına cevap verebildiğinde anlam kazanır. Gençlerimizi sadece teorik bilgiyle değil, pratik becerilerle de donatmak; onları iş dünyasına ve yaşamın gerekliliklerine daha iyi hazırlamak temel hedeflerimiz arasında olmalıdır. Yüksek öğretim alanında son yıllarda gerek ulusal, gerekse uluslararası meselelerde ciddi bir gelişme kaydedildiğini görmekteyiz. Türk ve Türkiye yüzyılı inancıyla çalışmalar yapan, katkı sağlayan Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sayın Erol Özvar Bey’e ve tüm akademisyenlerimize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
"HALK EĞİTİM MERKEZLERİ VE USTA ÖĞRETİCİLER EĞİTİMİN KALİTESİNİ YÜKSELTİYOR"
Taytak, Halk Eğitim Merkezlerinin ve bu merkezlerde görev yapan usta öğreticilerin eğitimdeki önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Taytak, “Halk eğitim merkezleri, bireylerin yaşam boyu öğrenme süreçlerine katkıda bulunurken, mesleki ve sanatsal beceriler kazandıran önemli kurumlardır. Bu merkezlerde görev yapan usta öğreticiler, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasında kilit bir role sahiptir. Ancak, onların emeklerinin karşılığı olan ücretlendirmelerde iyileştirmeler yapılması gereklidir. Bu adımlar, hem usta öğreticilerin motivasyonunu artıracak hem de eğitimde kaliteyi yükseltecektir” diye konuştu.
"EĞİTİMDE BAŞARI, GEÇMİŞE DEĞİL GELECEĞE YÖNELİK ADIMLARLA SAĞLANIR"
Taytak, Türkiye'nin eğitim sistemi üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Taytak, “Eğitimde başarı, yalnızca geçmişe bağlı kalmakla mümkün değildir; çağın gereklerine uyum sağlamak, değişen dünyaya ayak uydurmak ve gençleri geleceğe hazırlamak temel bir zorunluluktur. Bu nedenle, müfredat değişiklikleri ve yeni maarif modeli, eğitimin kalite standartlarını yükseltmek için büyük bir fırsattır. Yeni maarif modeliyle, öğrencilerimize sadece bilgi değil, aynı zamanda analitik düşünme, problem çözme ve yaratıcı düşünme becerileri kazandırılmaktadır. Ahlaki değerler ve sosyal sorumluluk bilinci de bu modelin temel taşları arasındadır” dedi.
"EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİN EN GÜZEL ÖRNEKLERİ HAYATA GEÇİRİLDİ"
Türkiye’nin eğitim sisteminde hayata geçirilen uygulamaların fırsat eşitliğini güçlendirdiğini belirten Taytak, “Bugüne kadar 4 milyar 430 milyon ders kitabının ücretsiz dağıtılması, Türkiye’nin eğitimde fırsat eşitliğine olan bağlılığının en güzel örneklerinden biridir. Bu uygulama, her bir öğrencinin eşit şartlarda öğrenim görmesini sağlamaktadır. 1 milyon 29 bin 250 öğrenciye ücretsiz öğle yemeği hizmeti verilmesi, çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimlerine yapılan önemli bir katkıdır. Ayrıca, milli eğitim bakanlığı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelik değişikliği, serbest kıyafet uygulamasının kaldırılması ve 4 yıl süreyle belirlenen üniformanın değiştirilmeyecek olması, velilerimizi ve öğretmenlerimizi mutlu etmiştir. Başta sayın bakanımız prof. Dr. Yusuf tekin olmak, milli eğitim bakanlığı bürokratlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.
"EĞİTİM, TÜRKİYE’NİN AYDINLIK GELECEĞİNE YAPILAN EN BÜYÜK YATIRIMDIR"
Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, eğitim ve milli değerler üzerine yaptığı konuşmada aile, öğretmen, öğrenci ve eğitim sisteminin uyumunun, ülkenin kalkınması ve değerlerinin korunmasındaki önemine dikkat çekti. Taytak, “Eğitim ailede başlar. Gençlerimiz atasına anasına babasına büyüğüne küçüğüne sevgiyi saygıyı ailesinde öğrenir. Yaşadığımız dijital çağ sebebiyle gençlerimiz örf ve adetlerinden, milli ve manevi değerlerden uzak, mahrem duyguları ve öz benlikleri yok edilerek maalesef hayata uyum sağlamaya çalışmaktadır. Gençlerimiz her dönem başka bir akımla karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel yaşamın karşısına modern yaşam diye bir şeyler çıkartılmaktadır. Bizim gerçek gücümüz, maddi zenginliklerden ziyade iyi eğitimli Türk evlatları yetiştirmek olmalıdır. Ülkemizin kalkınması, milli manevi değerlerimizin varlığını sürdürebilmesi, öğrenci, öğretmen ve eğitim sisteminin uyumuyla mümkündür. Öğretmenlerimiz milli ve manevi değerleri bilen, merhametli, yardımsever, saygılı ve ahlaklı nesiller yetiştirmek için eğitimi öğretimden ön planda tutmalılardır. Bu da öğretmenin, öğretmenliğin ağırlığını hissettirdiği, öğrencinin öğretmenin bilgisine eğitim ve öğretim anlayışına saygı duyduğu, velilerin de öğretmen öğrenci ilişkisinde öğretmeni desteklemesiyle mümkün olur. Her çocuk biriciktir, kendine özgüdür ve içinde sonsuz potansiyeli barındıran bir kıymettir. Ailelerimizin öğretmen öğrenci ilişkisindeki tutumu son zamanlarda çokça karşılaştığımız akran zorbalığının da önüne geçecektir. Tüm bunları ele aldığımızda eğitim bütçesi, sadece bir ekonomik veri değil, Türkiye’nin aydınlık geleceğine yapılan en büyük yatırımdır” dedi.