Görsel olarak filmlerini fazlasıyla estetik bulduğum Ezel Akay’ın en sevdiğim filmi ‘Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü’ filminden bahsedeceğim.

Öncelikle kısaca karakterleri tanıyalım.

Hacivat: Entelektüel, akıllı, İşbilen, kendini yetiştirmiş bir elçi.

Karagöz: cahil, saf, iyi niyetli, kulağı az duyan bir Yörük.

Bu iki karakter birbiri ile zıt diyebiliriz. Biri aydın kesimin eleştirel sesini diğeri ise halkın eleştirel sesini temsil ediyor.

Bu zıt karakterlerin fiziksel olarak ortak bir özellikleri vardır. İkisinin de göbek delikleri yoktur. Bu durumdan bana en mantıklı gelen çıkarım; göbek deliği doğmayı ve doğurulmayı ifade eder anne ve bebek arasındaki fiziksel bağdır. Bu bağın olmaması onların gerçekte var olmayan efsanevi birer karakter olduklarına vurgu yapıyor.

Hikâyeye geçecek olursak, Eşrefoğlu Tatar’a övgü dolu bir mektup ve hediye olarak büyük bir elmas olan kâfurunu göndermek ister.  Hacivat’a kızan, Eşrefoğlu’nun yönetim şeklini beğenmeyen; Kadı karakteri değiştirilmiş bir mesaj ve hediye ile Hacivat’ı elçi olarak Tatar’a gönderir. Değim yerindeyse bir taşla hem Hacivat’tan hem de Eşrefoğlu’ndan kurtulacaktır. Tam anlamıyla amacına ulaşamayıp sadece Eşrefoğlu’ndan kurtulur, Hacivat paçayı kıvrak zekâsı sayesinde kurtarır. Kadı bu sefer gözünü büyümekte olan Osmanlıya diker, türlü oyunlarla yöneticilerin güvenini sağlar ve orada makam sahibi olur. Bir hain olduğunu ve Eşrefoğlu’nun yok olmasına neden olduğunu tek bilen kişi Bursa şehrine yeni gelen Hacivat’tır.

Dönelim Karagöz’e;

Karagöz artık göçebe yaşamak istemez, yerleşik hayat kurup evinde yaşayıp, çalışmak ister bu yüzden annesi ile birlikte Bursa şehrine gelir. Burada birbirlerinin hayatlarını değiştirecek Hacivat ile karşılaşır.

 Bu iki karakterin şehir meydanındaki birbirleri ile kavgaları halk tarafından çok beğeniliyor hatta bunun oyun olduğunu düşünüyorlar. Bu durumun farkına varan Hacivat, durumu kendi menfaatlerine çevirip bu işten para ve ün kazanmayı amaçlıyor.

Mizahlarında mevki sahiplerine taş atana kadar bunda gayet başarılıdır. Herkes eleştirilemez(!). Eleştirdiğiniz kişi mevki sahibi ise sonuçlarına katlanmak zorundasınız.

Orhan Gaziye sundukları gösteri de şehirde ki tüm yolsuzlukları mizah yolu ile anlatırlar. Tüm mevki sahiplerinin yaptıkları işlerden sağladığı karları, yedikleri rüşvetleri, devletin malının nasıl gasp edildiğini…

Rüşvet konusunu film aslında çok güzel bir şekilde değinmiş.  Hazine sorumlusu görevine getirilen kadıya icraatları sorulduğun da sanki her şey normalmiş gibi RÜŞVET alacağını söylüyor. Kim devlet işinin daha hızlı ilerlemesini isterse kişi o iş için Rüşvet verecek, işin zorluğuna göre fiyatı değişecek. Rüşvet ve yolsuzluk olayları her dönem sorunlar oluşturdu fakat hiç kimse Hacivat ve karagöz gibi bağıra bağıra bunu dile getiremedi. Onlar da son kez dile getirebildi. Attığınız taş dönüp dolaşıp sizi bulur.

Bu durum onları idamlarına götürdü. Gerçekleri dile getirmenin her zaman bir bedeli vardır. İdam sırasında bile halk onların oyun oynadığını düşünüp eğleniyorlardı ne zaman kelleler gitti o zaman halk ‘HAK ETTİLER, SÖZ DİNLEMEYENİN HALİ BUDUR’ gibi konuşmalar yaptılar.

Sizce korktukları için mi?

Bence hayır onlara gösterilen şey Hacivat ve Karagöz’ün bunu hak ettiğiydi. Halka göre mevki sahiplerine attıkları taştan sonra olması gerekenin bu olduğuydu. İkiyüzlülük budur.

Sizi desteklediğini sandığınız insanlar sizin ayağınız kayana kadar sizin yanınızdadır.

İdam sahnesinden sonra ünlü eser Kaplumbağa Terbiyecisi’ne doğrudan bir gönderme görüyoruz. Burada toplumun yavaş evriminden, ilerleme ve eğitimin zorluğundan, Hacivat ve Karagöz'ün sert mizahına halkın daha hazır olmamasından bahsediyor.

Bana göre Hacivat ve Karagöz halkın desteğini alamadığı için öldürüldü. Herkes sustuğu sadece onlar konuştuğu için öldürüldü. Artık kimsenin işine yaramadıkları için öldürüldü.

İnsanların işine yaradığınız sürece varsınız, onların sizinle işi bittiğinde yok olursunuz.

Başarınız bir başkasının başarısını gölgede bıraktığında yok olursunuz.

Birilerinin ayağına basarsanız yok olursunuz.

Eleştirirseniz yok olursunuz...

Özetle var olmaya çalıştıkça yok olursunuz.

Daha fazlası için Afyonkarahisar'ın haber kaynağı Afyon Baykuş'u takipte kalın!